Neden Depresif Hissediyoruz?

Yayın Tarihi: 09.08.2025 • Yazar: Kl. Psk. Özge Erkonan

Kategoriler:

  • kayıp
  • depresif duygulanımlar
  • psikoterapi
Neden Depresif Hissediyoruz?

"Cevap görünmeyen kayıplarda saklı olabilir"

Depresif duygulanımlar; depresyon başta olmak üzere birçok ruhsal duruma eşlik edebilen, hüzün, umutsuzluk ya da boşluk hissiyle örülü duygusal yaşantılardır. Ancak bu hâller her zaman klinik depresyon anlamına gelmez; kişi, tanı almaksızın da belirli dönemlerde geçici ama etkili depresif duygulanımlar yaşayabilir. Bu tür zorlanmalar, günlük işlevselliği ve yaşam doyumunu derinden etkileyebileceği için en az klinik depresyon kadar dikkatle ele alınmalıdır.

Başlıca Depresif Yaşantılar

Depresif duygulanımlar; hüzün ve keder hâli, keyif verici etkinliklerden zevk alamama, geleceğe dair umutsuzluk, kaygı ve huzursuzluk, sinirlilik ve çabuk öfkelenme gibi duygusal dalgalanmalarla kendini gösterebilir. Bazen duygusal tepkiler belirgin biçimde azalır, isteksizlik hâkim olur; kimi zaman ise kolayca ağlama nöbetleri, yoğun suçluluk ve değersizlik duyguları ya da derin bir boşluk ve anlamsızlık hissi öne çıkar.

Nereden Çıktı Bu Hisler?

Depresif semptomlar, çoğu zaman derinlerdeki bir çatışmayı işaret eder; bazen ruhsal bir ihtiyacı karşılar, bazen de görünmeyen bir yardım çağrısıdır. Bu nedenle, semptom ancak altındaki çatışma ve ihtiyaç görüldüğünde anlaşılır ve dönüştürülebilir.

Depresif duygulanımların ardında çoğu zaman bir “kayıp” bulunur. Bu kayıp, sevilen bir kişinin ölümü gibi somut düzlemde olabileceği gibi, çoğunlukla daha soyut ve varoluşsal alanlara yayılır. Bu kayıpları tanımak, depresif hissedilen alanların ardındaki anlamı görebilmek açısından önemlidir.

Görünür ve Görünmez Kayıplar

*İçsel kaynak ve kimlik kayıpları: Umut (geleceğin iyi olabileceğine dair beklenti), inanç (kendine ve başkalarına güven), özgüven, sosyal roller (anne, baba, dost, meslek kimliği), yeterlilik duygusu…

*İlişkisel kayıplar: Yakınlık, ait olma, sevgi alışverişi, güven ilişkisi…

*Anlam ve değer kayıpları: Yaşamın anlamı, idealler, değerler, hedefler...

Bu ve benzeri kayıplar kişiyi genellikle varoluşsal birtakım kaygılarla baş başa bırakır. Bunlar en temelde ölüm, yalnızlık, özgürlük(sorumluluk) ve anlamsızlık gibi derin kaygılardır.

Kayıplar, kişiyi hem kendi ölümlülüğü ve hayatın kırılganlığı hem de sorumlulukları ve değerleri üzerine düşünmeye iter. Burada belirleyici olan, kişinin bu derin kaygılara nasıl anlamlar yüklediğidir.

Yaşamdan Örnekler

Örneğin biten bir ilişkinin ardından kişi, yalnızca partnerini değil; o ilişkiye yüklediği anlamı, geleceğe dair ortak hayalleri, kendine ve başkalarına olan güvenini de kaybetmiş gibi hissedebilir.

Benzer şekilde, doğumla birlikte annelik rolüne adım atan biri, yalnızca yeni bir sorumluluk üstlenmez; aynı zamanda eski özgürlük alanlarının, kişisel zamanın ve bazı sosyal rollerin kaybıyla da yüzleşir.

Daha toplumsal ölçekte ise, yakın zamanda yaşanan orman yangınları gibi felaketler; yalnızca doğal alanların değil, güven duygusunun, aidiyet hissinin ve geleceğe dair ortak umutların kaybına işaret edebilir.

Kayıpla İlişki/Bağlantı Kurmak

Yaşamın doğal akışı içinde herkes mikro ya da makro düzeyde kayıplara maruz kalır. Bu kayıplar, kaçınılmaz olarak ruhsal gündemi meşgul eder ve kimi zaman hafif, kimi zaman ise daha ağır depresif semptomlara yol açar. Böyle bir içsel meşguliyet; ister terapötik bir ilişkide olsun ister kişinin kendi başına, kolayca görmezden gelinemez ya da üzeri örtülemez.

Tam da bu nedenle, depresif duygulanımların içeriğini anlamaya çalışmak dönüştürücü olabilir. Böyle zamanlarda şu sorular yol gösterici olabilir:

*Şu an yaşadığım semptom bana ne anlatmak istiyor?

*Neden tam da şimdi ortaya çıktı?

*Beni hangi sorumluluklardan veya yüzleşmelerden azad ediyor?

*Bu semptomun dili olsa, hangi eksik ya da kaybı işaret ederdi?

*Bana hangi değerlerimi ve önceliklerimi yeniden gözden geçirmemi söylüyor?

Sonsöz

Bu sorular, semptomu “korkulacak bir rahatsızlık” olarak görmektense, onun anlattıklarıyla yeni bir ilişki kurulmasına ve bu ilişkinin dönüştürücü potansiyelini keşfetmeye imkân verir.

Aldığım Kararları Neden Sürdüremiyorum?

Aldığım Kararları Neden Sürdüremiyorum?

Öfkeyi Duymak Anlamak ve Dönüştürmek

Öfkeyi Duymak Anlamak ve Dönüştürmek

Bebek Ruhsallığının İlk Bir Yılı (Nesne İlişkileri Bağlamında)

Bebek Ruhsallığının İlk Bir Yılı (Nesne İlişkileri Bağlamında)